Sayfalar

25 Mart 2012 Pazar

Alın Size Paris Rüyası!


Daha önceki yazımızda evlilik yoluyla Fransa vizesi alma konusunu mümkün mertebe tafsilatlıca işlemiştik.
O yazıda Fransa'da yaşamakla ilgili bazı önemli noktalara değineceğimiz diğer bir yazı yazacağamızı belirtmiştik. Şimdi hem verdiğimiz sözü tutmak, hem de bilgiye ulaşmayı kolaylaştırmak adına bu yazıyı da yayınlamış olalım.

Yeni Bir Hayat: Fransa'dan İzlenimler

Bu sayfaya son yazımı yazalı bir buçuk yıldan fazla olmuş. Sadece bunu bilmek bile Fransa'nın şartları hakkında bir ipucu verse gerek. Öyle ki çok şeylerden vazgeçtim çok sevdiğim hâllerden feragat ettim. Klasik bir serzeniş değil bu, "modern dünya da insanı monotonlaştırıyor hacı yaa" muhabbeti değil. Sistemin insana farkettirmeden enjekte ettiği hırs, 20 li yaşların başındaki heyecanın aynı yaşların sonlarında maişet kaygısı ile törpülenmesi, yani tek amaca yönelik olarak giderek sönmesi, ne bileyim işte; en azından iki haftada bir ortalama 200-250 sayfalık bir kitap okuyan- okuma azminde olan benim halihazırda elimdeki kitabı tüm akıcılığına rağmen üç aydır elimde gezdirmem herhalde durumu açıklar.

Kaldı ki okumak bir yana Türkiye'nin iki büyük sözlüğünde yazar olduğum halde aylardır iki çift yazmadım bile.

Neyse bu kadar yakınma yeter, önceki kayıtta söz verdiğim Fransa' ya varış sonrası tecrübelerimi yazayım da en azından kendime olan saygımı kaybetmeyim.

Öncelikle şunu belirtmeliyim ki, ben bu ülkeye gelmek istediğim için gelmedim. Allah kısmet ederse yakın gelecekte de bu ülkede kalmayı düşünmüyorum. Dönüş için ciddi planlarım var. Eskiden bu yana kafanızda oluşmuş Avrupa manyak süper, zenginlik fışkırıyor, mükemmellik diz boyu, demokrasi sokaklara saçılmış halde, rahatlık batıyor vs. gibi düşünceleriniz varsa bu düşüncelerden kurtulmaya bakın derim. Zira Fransa krizin içinde ve günden güne de kötüye gitmekte. Nere(m)den çıkarıyorum bunları? Gördüğüm -en azından iktisat bölümü mezunu olarak- görebildiğim şeyler var. İnsanlar şu anda Fransa'da bir zamanlar Türkiye'nin yaşadığı hali yaşıyorlar desem inanır mısınız? Her gün yeni bir zamla uyanmak mesela, her geçen gün bir öncekini aramak, kazançların giderek düşmesine karşın masrafların artması. Size göre Avrupa'da yaşamak son model mercedese binmekten başka birşey değilse buyurun gelin, çalışın inşaatta, 2 seneye kalmaz âlâsına binersiniz mercedesin. Fakat mesele bununla bitmiyor. Eğer şartlarınız çok çok kötüyse, kırsal kesimde yaşıyorsanız, geliriniz oldukça düşükse size biraz hak veririm. Öteki türlü pek iyi gözle bakmam ama yine de isteyen şansını denesin.
Bu konu çok tartışılabilir, tartışıldıkça da kahvehane muhabbetine döner, bu nedenle burada kesip asıl konuya dönelim.

Eğitimler & Formasyonlar & Harcanan Zamanlar

Öncelikle şunu belirtelim ki ilk yazıda bahsettiğimiz konsolosluktaki kurslardan, derslerden daha fazlası verilmektedir burada. İçişleri bakanlığı bünyesinde, Fransa'ya gelen yabancıların ülkeye entegrasyonundan ve adaptasyonundan sorumlu kurumlar var. Bunların başlıcası ilk yazıda da adı geçen OFİİ dir. Yasal oturum sürecinde gerekli formasyonların, yabancı dil öğreniminin ve diğer benzer konuların takibini bu kurum yapıyor. Sizi randevuya çağırıyorlar, iletişim bilgilerinizden başlayarak pek çok şahıs bilgilerinizi istiyorlar. Sizi dinleyen danışman mevcut bilgilerden hareketle sizi tanımaya çalışıyor, özellikle mesleğinizle ilgili yardımcı olmak üzere daha önce ne iş yaptığınızı, yeteneklerinizi ve Fransa'da ne iş yapabileceğinizi sorguluyor. Bu ilk randevuda pasaportunuza bir bandrol (vignette) yapıştırılıyor ki, vize bitiminde hala oturum kartınızı (titre de séjour) alamadıysanız bu viğnette sayesinde oturum veya geçici kağıt(récépissé) alana kadar kağıtsız kalmamış oluyorsunuz.

Daha sonra çeşitli zamanlarda 2-3 adet formasyona çağırılıyorsunuz. Bunlar genelde bilgilendirme amaçlı oluyor, zorunlu olduğu ve gelmezseniz zor durumda kalacağınız söylenerek korkutuluyorsunuz. Tabii ki katılmamanın herhangi bir cezası yok, sadece devlet burada masraf etmiş, bir uzmana (öğretmene) yabancılara birşeyler anlatması ve bir tercümana da bu anlatılanları yabancılara çevirmesi için para vermiş, hatta o gün o formasyona katılanların yemek paraları karşılanmış. Sonuçta devlet bu masraflara karşılık o gün pek çok kişiye ulaşmayı hedefliyor. Ayrıca benim kendi kanaatime göre bu formasyonlara falan mümkün olduğunca katılmak gerekir, zira ilerde kartınızı yenilerken yahut olur da birgün fransız vatandaşlığına falan başvurmak isterseniz bu formasyonları dikkate almaları ihitmalı yüksektir.

Peki bu formasyonlar nelerdir: hepsini tek tek anlatmak gereksiz ancak mesela iki tanesi şunlardır : La formation civique ( Fransa'da vatandaşlık üzerine), bir diğeri La formation sur la vie en France ( Fransa'da hayat üzerine formasyon). şimdi burada yazarken kolay geliyor ancak inanın bunların hepsi bir süreç, hepsi belli bir zamana mal olan şeyler. Eğer benim gibi Türkiye'de yaptığınız işi burada yapamıyorsanız yahut bir iş ayarlamadan geldiyseniz buraya yani bir şekilde işsizseniz, bu süreçleri atlatayım, biraz da fransızca öğreneyim de iş bulayım derseniz belki de 1 yılınız kaybolup gider, farkında olmadan.
Bütün bunlara ilave olarak Fransa'da pek çok eğitimler vardır, misalen 26 yasin altında buraya gelmiş olanlar için ücretsiz meslek edindirme kursları vardır ki bunlar mecburi değil isteğe bağlıdır. Bulunduğunuz yerin ilgili mercilerinden talep etmeniz gerekir.

Zorunlu dil eğitimi meselesine gelince; yine OFİİ'nin yönlendirmeleriyle bir merkezde fransızca seviyeniz ölçülüyor ve buna göre minimum 200 saat olmak üzere icabında 600-700 saate kadar fransızca eğitimine tabi tutuluyorsunuz. Yine gözünüz korkutuluyor "gelmezseniz şöyle olur böyle olur" denilerek, ancak bu kez kendilerine hak verilebilir. Şöyle ki; bu ülkede yaşamaya gelmiş birisi için biraz da olsa fransızca konuşabilmek şart, daha da önemlisi ilerde oturum kartı yenileme taleplerinizde dil konuşup konuşamadığınıza ve bu kursları takip edip etmediğinize bakılıyor. Etrafımda çeşitli sebeplerden dolayı bu dil kurslarına gitmemiş onlarca insan var ve problemsiz yaşayıp gidiyorlar. Ancak bunun bu şekilde gideceğinin garantisi yok, hele de sürekli yabancılar aleyhine kanunların, düzenlemelerin gündeme getirildiği Fransa'da.

Pratik Bilgiler

En azından gündelik hayatı kurtaracak kadar fransızca bilmek gerektiği anlaşılmıştır sanırım.
Sürücü belgenizi Türkiye'de alıp geldiğiniz takdirde burada Fransız sürücü belgesiyle değiştirebiliyorsunuz.
Eğer memlekette nitelikli bir iş yapıyorsanız, iyi bir konumdaysanız, yahut üniversite mezunu iseniz mevcut durumunuzun çok altında işlerde çalışabilir, niteliksiz kişilerin emri altına girebilirsiniz. Daha da kötüsü belli bir süre işsiz kalabilirsiniz. Gelirken bunları dikkate alın.
Fransa'da işsizlik maaşı alabilmek için en az altı ay çalışmış olmanız gerekmektedir.
Devletin maddi durumuna göre insanlara verdiği yardımlar var, kira yardımı, ücretsiz ulaşım kartı vs. gibi. Bunlardan faydalanmak için gerekli başvuruları yapmalısınız.
Fransa'da randevular, prosedürler önemlidir. Hemen herşey kağıt üzerindedir, yazışmalar mektuplar önemlidir.
Sözün hülasası: kurallara dikkat edin, her alanda örneğin trafikte araç kullanırken aşırılık yapmayın, sorun yaşamazsınız.
Unutmadan bir de, sizden önce buraya gelmiş olanlar, yahut Fransa'da doğmuş büyümüş olan Türklerin -şaka yollu dahi olsa- aşağılamalarına kendinizi alıştırın. Buna adapte olmak kimi zaman Fransa'ya adapte olmaktan zor olabilir. Farklı ve memlekettekinden çok daha serbest yetişmiş, rahat bir geleneğe sahip insanlar, efendi ve alçakgönüllülerden hayli fazla Fransa'da. Benim gibi çok da muhafazakâr olmayan birisi dahi rahatsız olmuş ise bunu ciddiye almanız gerekir.

Şimdiden bu yola çıkan herkese Allah'tan kolaylıklar dilerim.